37’inci Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında, İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Coşkun YILMAZ ve Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin ÇELİK, 25 Eylül 2024 tarihinde Ahmet Hamdi Tanpınar Müze Kütüphanesi’nde bir söyleşi gerçekleştirdi.
Söyleşide, toplum hayatının önemli yapı taşlarından biri olan ahiliğin tarihsel gelişimi, işlevi ve gelecekteki rolü ele alındı. Ahiliğin Osmanlı Devleti’nin sosyal yapısındaki yeri ve günümüz Türkiye’sindeki önemi üzerine kapsamlı değerlendirmeler yapıldı. Ayrıca, ahiliğin modern çağda sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusundaki yeri de tartışıldı.
Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin ÇELİK, etkinlik kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında ahiliğin geçmişten günümüze geçirdiği evrimi vurgulayarak Osmanlı döneminde ahiliğin çok yönlü rolünün ve devletin ekonomik, sosyal ve ahlaki yapısını nasıl desteklediğinin altını çizdi. Rektörümüz, sanayileşmenin Osmanlı’nın geri kalmışlık sorunlarına bir çözüm olarak görülmesi ve Cumhuriyet döneminde bu anlayışın devam etmesiyle modern Türkiye’nin kalkınma politikalarında yaşanan dönüşümü de ele aldı. 20. yüzyılda Türkiye’nin sanayileşme çabalarının küresel rekabetle şekillendiğini belirtti. Ayrıca, 1980’lerden itibaren benimsenen dışa açık ekonomik modelle birlikte günümüzde sürdürülebilir kalkınma kavramının ön plana çıktığını ifade etti.
Ahilik teşkilatının temel unsurlarının adalet, ahlak ve sosyal dayanışma olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gülfettin ÇELİK, bu değerlerin günümüz dünya düzeninde de önem taşıdığını ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için bireylerin ahlaki gelişimi ile toplumsal sorumluluğun ön planda tutulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. ÇELİK, ahiliğin tarihsel arka planı bağlamında, bu yapının Osmanlı dönemindeki dönüşümünü ve bu süreçte lonca sistemine geçişin toplumsal yapıya olan katkılarını vurguladı. Ahiliğin yalnızca bir meslek teşkilatı değil, aynı zamanda toplumun ekonomik ve sosyal yapısını şekillendiren bir organizasyon olduğunun altını çizen Rektörümüz, Osmanlı döneminde ahiliğin sağladığı dayanışma ve yardımlaşmanın toplumun sosyal dokusunu güçlendirdiğini ve bu dönüşümün ekonomik ilişkilerin daha düzenli hale gelmesine ve esnaflar arasındaki dayanışmanın artmasına olanak sağladığını belirtti.
Günümüzde ahilik sisteminin modern Türkiye ve küresel dünyadaki yerini ele alan Prof. Dr. ÇELİK, ahilik geleneğinin esnaf teşkilatlarının ve küçük işletmelerin rolünü yeniden tanımladığını ve bu değerlerin esnafın sadece ekonomik faaliyetlerde yer almakla kalmayıp aynı zamanda sosyal sorumluluk taşıyan bireyler olarak da toplumda yer almasına katkı sağladığını vurguladı. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ekonomik kalkınmada ve istihdam yaratmadaki öneminin ahilik felsefesi ile paralellik gösterdiğinin altını çizen Prof. Dr. ÇELİK, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine de değinerek ahiliğin küresel düzeydeki rolünü vurguladı. Ahiliğin yalnızca yerel bir kurum olarak kalmayıp, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma hedefleri ile ilişkilendirilebileceğini ifade eden ÇELİK, bu bağlamda ahiliğin sosyal adalet, ekonomik sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluk gibi unsurlarla nasıl ilişkilendirilebileceği üzerinde durdu.
Ahilik değerlerinin modern iş dünyasına nasıl entegre edilebileceğine dair düşüncelerini de paylaşan Prof. Dr. ÇELİK, ahiliğin etik anlayışı ve iş ahlakının günümüz işletmelerinde önemli bir model olabileceğini savunarak iş ahlakının önemini vurguladı ve modern işletmelerin ahilikten ilham alarak nasıl daha adil ve sürdürülebilir bir yapı geliştirebileceğine dair örnekler verdi.
Söyleşide, ahiliğin toplumsal dayanışma, güven ve ahlak konusundaki rolünün modern ekonomilerin sürdürülebilir kalkınma modelleriyle nasıl paralellik gösterdiği üzerine derinlemesine bir tartışma ortaya konularak geçmişten gelen değerlerin geleceğe taşınmasının, toplumsal refah ve sürdürülebilir ekonomi açısından kritik öneme sahip olduğu vurgulandı.