Türkiye’de felsefe alanında kadınların akademik görünürlüğünü ve temsilini güçlendirmeye yönelik güncel araştırma bulgularını paylaşma ve tartışma amacıyla düzenlenen “8. Türkiye Kadın Felsefeciler Topluluğu Kongresi” 27-28 Kasım 2025 tarihlerinde Merkez Kütüphane Ziraat Bankası Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. “Savaş ve Felsefe” temasıyla farklı üniversitelerden araştırmacıları bir araya getiren kongre, 11 oturum ve 36 bildiriyle savaş ve şiddet olgusunun felsefi açıdan çok yönlü biçimde tartışılmasına önemli bir zemin sağladı.
Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Koçak ile Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yaylagül Ceran Karataş tarafından savaş olgusunun etik, politik, toplumsal ve epistemolojik boyutlarına dikkat çekilerek, felsefi düşüncenin çatışma dönemlerinde sahip olduğu eleştirel ve dönüştürücü potansiyeline vurgu yapılan açılış konuşmalarının ardından başlayan kongrenin ilk günü üç ana bölüm olarak düzenlendi. Eş zamanlı oturumlarla savaşın felsefi temelleri, feminist savaş eleştirileri, dijital savaşların etik yönleri, toplumsal cinsiyet perspektifinden savaş ve şiddet analizi, tarihsel tanıklıklar, bellek çalışmaları ve savaş-sonrası politikalarının felsefi arka planı gibi temalar geniş bir çerçevede tartışıldı. Katılımcılar; Kant, Levinas, Simone Weil, Hannah Arendt gibi düşünürlerin perspektiflerinden hareketle savaş olgusunu yeniden değerlendirdiler. Günün sonunda gerçekleştirilen oturumlarda ise savaş ve kadın deneyimi, yas, tanıklık, sürgün, ontolojik kırılmalar ve felsefi direniş biçimleri edebiyat ve sanat bağlamında ele alındı.
28 Kasım 2025 Cuma günü başlayan ikinci gün programı, davetli konuşmacı Zeynep Gemuhluoğlu’nun “Seyf-i Rahmân: Kılıç ve Nefes – Sufi Düşüncede Varoluş ve Savaş” başlıklı sunumuyla açıldı. Sunumda, savaş olgusunun tasavvufi gelenekte aldığı anlamlar üzerine dikkat çekici bir değerlendirme yapıldı.
İkinci günün oturumlarında savaşın estetik temsilleri, dijital şiddet, kadın bedeninin savaş bağlamında konumlandırılması, biyopolitika, teknolojik dönüşüm, etik ve epistemolojik boyutlar ele alındı. Oturumlarda ayrıca antik tragedyalar, modern savaş anlatıları ve sinema örnekleri üzerinden savaşın kültürel etkilerine ilişkin kapsamlı değerlendirmeler yapıldı.
İkinci günün sonunda gerçekleşen panel oturumunda, Türkiye’de felsefede kadınların akademik görünürlüğü, deneyimleri ve eğitim süreçlerine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sunuldu. İki gün boyunca katılımcılar; Kant’tan Levinas’a, Arendt’ten Simone Weil’e Schmitt’ten Agamben’e ve Butler’a uzanan geniş bir düşünür yelpazesi üzerinden savaşın anlamını, etkilerini ve güncel yansımalarını tartıştılar. Panelde, TÜBİTAK tarafından desteklenen “Cumhuriyetin 100 Yılında Felsefede Kadınlar” projesinin ilk adımlarının yine İstanbul Medeniyet Üniversitesi Felsefe Bölümünün düzenlediği bir sempozyumda atıldığı ve araştırma bulgularının ara raporlarının da bu kongre çatısı altında paylaşıldığı ifade edildi. Panelin sonunda ara rapor bulguları ve Türkiye’de kadın felsefecilerin akademik temsilinin güçlendirilmesi üzerine tartışma yürütüldü.







