“Hakikat Sonrası Dönem” Ana Temalı III. Politik Psikoloji Sempozyumu Gerçekleştirildi

Dijitalleşen dünyada değişen siyasal algıları, dezenformasyon süreçlerini ve modern bireyin hakikatle kurduğu yeni ilişki biçimlerini bilimsel bir zeminde tartışma amacıyla düzenlenen III. Politik Psikoloji Sempozyumu, “Hakikat Sonrası Dönemde Siyasetin Psikolojisi” ana temasıyla 17 Aralık 2025 Çarşamba günü Ziraat Bankası Kütüphanesi konferans salonlarında eş zamanlı olarak gerçekleştirildi.

​Sempozyumun açılış törenine Brunei Büyükelçisi Prof. Dr. Hamit Ersoy, Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin Çelik, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Bal ve Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Yılmaz ile beraber çok sayıda akademisyen ve öğrencimiz katıldı.

“Bilime ve Akademiye Düşen Hiç Olmayanı İlerletebilme Becerisidir”

Program, Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin Çelik’in açılış konuşmalarıyla başladı. Çelik, Fas’taki üniversite modellerinden ve yapay zekânın akademik dünyadaki dönüştürücü gücünden bahsettiği konuşmasında, “İki defa tekrarlananın bile yapay zekâyla çözüldüğü bir dünyada, insanlarda imaj oluşturmak, algı oluşturmak bambaşka problemler devreye sokacak. Akademi; algılar ve arka plandaki olgular noktasında yepyeni bir noktaya varmak zorunda.” ifadeleriyle üniversitelerin bu dijital dönüşüm karşısında üstlenmesi gereken stratejik role işaret etti.

Rektörümüz konuşmasının devamında üniversitenin temel misyonuna değinerek, “Bilime düşen, akademiye düşen nedir? Hiç olmayanı ilerletebilme becerisidir. Çağın üniversitesi budur.” sözleriyle eğitimde yenilikçiliğin önemini vurguladı. Ayrıca sosyal bilimlerin toplumsal sorunları çözmedeki potansiyeline dikkat çekerek iş esaslı ve sektörle entegre bir eğitim modeline geçilmesinin Türkiye için kritik bir eşik olduğunu belirtti.

Ardından akademik açılış sunumu için sözü alan İstanbul Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, “Hakikati Ararken Bulabileceklerimize Dair” başlıklı akademik açılış sunumunda, içinde bulunduğumuz dönemin “yeni” olma iddiasını sorgularken entelektüel tevazu ile insani hassasiyetlerin birleştirilmesi gerektiğini ifade etti ve “Entelektüel tevazu ile temel insani hassasiyetleri birleştirmek, hakikate şahitlik etmeye gayret etmek… Galiba akademik, bilimsel bilgiyi de gündelik hayatın bilgisini de kapsayan anahtar onda olabilir.” sözleriyle bilimsel bilginin ancak vicdani bir sorumlulukla bütünleştiğinde gerçek anlamına kavuşacağını belirtti.

Açılış konuşmalarının ardından Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen birinci oturumda, Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hadiye Yılmaz Odabaşı ve İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Ayça Ferda Kansu, “Post-Truth Bağlamında Erken Cumhuriyet Tarihinin Yeniden Kurgulanışı: Sosyal Temsiller, Söylem ve Tartışmalar” başlıklı sunumlarıyla tarihsel anlatıların modern dönemde nasıl yeniden şekillendiğini analiz ettiler.

​Oturumun devamında küresel ve yerel siyasetin psikolojik kodları tartışıldı. Üniversitemizden Doç. Dr. Helin Sarı Ertem, “Hakikat Sonrası Çağın Otoriter Kıskacında Popülizm ve Trump Dönemi ABD’si” başlıklı sunumunda, popülist söylemlerin demokratik sistemler üzerindeki etkilerini ABD örneği üzerinden değerlendirdi. Yine üniversitemizden Dr. Öğr. Üyesi Didem Geylani ise Türk siyasal hayatındaki dönüşümleri “Meta-Truth” kavramı üzerinden okurken, Bilkent Üniversitesi’nden Dr. Faruk Aksoy ise “İttihatçılık Yeniden? Türkiye’de Enver Paşa Algısı Üzerine Ampirik Bir İnceleme” başlıklı çalışmasıyla tarihsel figürlerin güncel algıdaki yerini bilimsel verilerle ortaya koydu.

Sempozyum eş zamanlı oturumlarla devam etti. Öğleden önceki bölümde gerçekleştirilen eş zamanlı oturumlarda, hakikat sonrası dönemin siyasal, bilişsel ve post-kolonyal boyutları üç ayrı salonda derinlemesine tartışıldı. Prof. Dr. Yılmaz Çolak başkanlığındaki birinci oturumda; akıl ve duygu gerilimindeki epistemolojik krizler, doğruluk ve gerçeklik kavramlarının dönüşümü ve Hobbesçu bir perspektifle politik alanın belirleyicisi olarak “korku” duygusu ele alındı. Aynı zaman diliminde Prof. Dr. İsmail Hakkı Kadı başkanlığında düzenlenen ikinci oturumda ise Antik Yunan’dan modern Birleşik Krallık’a kadar uzanan bir düzlemde post-kolonyal psikoloji ve kimlik siyaseti masaya yatırıldı. Özellikle Müslüman entelektüellerin sömürgeciliğe karşı direnç söylemleri ile Türkiye’deki göçmenlere yönelik tutumları şekillendiren bilgi çerçeveleme süreçleri analiz edildi. Prof. Dr. Ahmet Kemal Bayram’ın yönettiği üçüncü oturumda ise nöropolitika ve bilişsel manipülasyon temaları ön plana çıktı. Filistin meselesine yönelik küresel tepkisizlik “seyirci etkisi” üzerinden tahlil edilirken, politik nöropazarlamanın demokratik irade üzerindeki yönlendirici etkisi ve nihilistik zamanlarda “hınç” ile “öfke” duygularının nasıl bir ontolojik zeminde olduğu katılımcılarla paylaşıldı.

​Doç. Dr. Fatma İlknur Akgül başkanlığındaki dördüncü oturumda, siyasal algıyı şekillendiren temel psikolojik mekanizmalar mercek altına alındı. Bu oturumda kimlik siyasetinin şiddetle ilişkisi, insandışılaştırmayı azaltmaya yönelik “Paylaşılan İnsan Kimliği” teorisi ve siyasetin kişiselleşmesiyle liderlik olgusunun değişen rolü bilimsel verilerle açıklandı.  ​Aynı saatlerde Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Erdal Okutan yönetiminde gerçekleştirilen beşinci oturumda ise kitle yönetimi ve siyasal psikoloji arasındaki bağlar tartışıldı. Özellikle deepfake teknolojilerinin kamu düzeni için oluşturduğu riskler, Türkiye’deki güncel “başıboş köpek” tartışmalarının kutuplaşma enstrümanına dönüşmesi ve Bosna Savaşı örneğinde “seçilmiş travma”nın milliyetçilik üzerindeki etkileri analiz edildi.  Prof. Dr. Tarkan Oktay’ın yürüttüğü altıncı oturumda odak noktası, dijital çağda siyasal katılımın psikolojisiydi. Pandemi dönemindeki post-truth söylemlerin kamu yönetimine etkilerinden, diaspora gençliğinin Fransa’daki siyasal katılım düzeylerine ve sosyal medya platformlarındaki “felaket kaydırması” eğiliminin komplo teorilerine olan inançla ilişkisine kadar dijitalleşen dünyanın getirdiği yeni davranış örüntüleri açıklandı.

Sempozyumun gün sonuna doğru gerçekleştirilen son eş zamanlı oturum dizisinde, dijital çağın toplumsal yansımaları, küresel krizlerin psikolojik arka planı ve kimlik arayışları çok katmanlı bir bakış açısıyla ele alındı. Prof. Dr. Michelangelo Guida başkanlığındaki yedinci oturumda yapay zekâ ve dijital dönüşümün kitle psikolojisi üzerindeki etkileri, Z kuşağında dijital aidiyet ve grup baskısının siyasal kimlik inşasındaki rolü ile antik bir dışlama pratiği olan “Ostrakismos”un dijital çağdaki yankıları tartışıldı. Dr. Öğr. Üyesi Turgay Ovalı moderatörlüğünde düzenlenen sekizinci oturumda ise iklim kaygısı ve küresel krizler odağında Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesi üzerinden “siyasal yeşil aklama” analizi, İsrail kamuoyunda inşa edilen alternatif gerçekliklerin psikolojik mekanizmaları ve Türkiye ile Almanya örneğinde Suriyeli mültecilere yönelik toplumsal tutumlar karşılaştırmalı olarak analiz edildi. Dr. Öğr. Üyesi Mesut Malik Yavuz yönetimindeki dokuzuncu oturumda ise psikolojik mekanizmalar ve kimlik siyaseti ekseninde Brunei örneği üzerinden post-kolonyal kimlik arayışı, popülizmin yükselişinin Jungcu psikoloji perspektifinden değerlendirilmesi ve seçmen davranışlarındaki bilişsel yanlılıklar gibi konular katılımcılarla paylaşıldı.

Gün boyu üç farklı salonda eş zamanlı oturumlarla devam eden sempozyum, sadece teorik tartışmalarla sınırlı kalmayıp göçten dijital liderliğe, devlet şiddetinden çevresel imaj yönetimine kadar güncel krizlere dair somut veriler ve disiplinler arası analizler sunarak Türkiye’deki sosyal bilimler literatürüne katkı sağladı. 18 farklı üniversiteden 52 araştırmacının sunduğu 47 bildiri, “Hakikat Sonrası” kavramının yalnızca bir iletişim problemi değil, aynı zamanda derin bir psikolojik ve siyasal dönüşüm olduğunu ortaya koydu.